Aralık 03, 2010

zile aşağıdan bastılar..

Bizimkiler dizisindeki Sabri Bey den farksız kapı komsusu olan coktur. Zira o dizide yasayan karakterlerin çoğu gerçekte de vardır sanırım. En sinir oldugum sey tam dışarıya çıkarken ayakkabılarımı bağlamak icin ayağımı yukarıya dogru cıkan merdivenin 3. basamağına attığım sırada ( komşunun kapısının tam önü oluverir orası ) karşı komşunun zilinin çalması. O komşu da tam kapının önünde bekliyormus gibi siz daha kendi kapınızın onune dogru hamle yapamadan açar kapıyı oylece kapısının onunde kalakalırsınız. Eeee ne var gibi bakar yuzunuze .. Sey ben calmadım aşaadan çaldı dersiniz . Aşaadan çalanın yanlış çalması ya da o çalanın bir turlu yukarıya çıkamaması durumunda komşunun merakıyla birlikte sizin endiseniz de gittikce artar.. " ulan kimse basan cıksa da yanlancıya bağlamasak burda" der durursunuz. İste neyse ben kapıda ayakkabı bağlamayı sevmem bu yuzden..

Kasım 29, 2010

3 yumurta

kek yaptım bugün.. Uyanmasın diye yumurtaları tezgaha bile vurmadan kırmaya çalışarak hem de. Yani tek ayak üstünde zıplayarak gibi.. Yamaç ın gündüz uykuları o kadar kısa ve o kadar hafif ki. Onunla uyumak en iyisi. Aman uyusun da , kek yapmasam da olur..
yarın iş var..

yatmak uyumak lazım..

Kasım 12, 2010

Kacıncı Sorudaydık Biz !

Bizim Herkül normal cocuklar gibi erken uykuya daldıgı zamanlarda miskinlik yaparak tv ye takılıyorum bazen. canlı para yı da o kadar sansasyonel reklamdan sonra merakla izlemeye basladım . Demek gercekten canlı yayın heyacanı baska bir seymis. Aslında ben Engin arkadasımızın kaçıncı soruda oldugunu unutmasını, ekrandan okudugu soruyu aklında baska birsey varmıs gibi aslında anlamadıgını ( hani biri bir sey anlatırken aksam ne pisirsem diye dusunursun ya onun gibi) , acılıp kapanan o kapakcıkların uzerine koyulan paraları sayarken elinin ayagına dolasmasını anlıyorum. Ben de ilk onemli toplantılarımda bir sure sunum yaparken aynı tuhaf hareketleri sergilemistim . Ama bunun bir sonu olmalı diye dusunuyorum. Hem de kameralara bu kadar alısık bir arkadasın bu kadar heyecan yasaması biraz tuhaf. Kamera arkasında bizim gormedigimiz aklını karıstıracak baska bir seyler mi var anlamadım ki..
Bir de muhtemelen orjinalinde oldugu icin ordan burdan sarkıyormus gibi duran, süre basladıgında niye cıglık atıp bağırdıklarını anlamadıgım gereksiz gürültü kaynağı seyircileri anlamıyorum o yarışmada.
Bir de ( bu son ) ben secmedikleri kategorideki soruları cok merak ediyorum. Kategorilerdeki ilginclik hat safhada ! dun ki yarısmayı 2 dk izledim. Kategorilerden biri " zulüm mü işkence mi be oyle bir seydi.. hatırlayamadım da simdi... tuhaf .. ne soracaklardı acaba?
Neyse demek istedigim daha heyecanlı olabilirdi.. Otomatik pilota almıs bir sunucu , ordan burdan cıglık atan seyirciler, ilginc sorular yetmiyor demek ki..

Haziran 09, 2010

çarşı pazar dolaşsak..

Soru: Bir ucu kapalı çarşının Beyazıt girisi diger ucu Mısır Carsı olarak bilinen yer
Cevap: ÇARŞI.
Çarşı deyince bir çoklarının aklına Beşiktaş gelebilir. Benim "bu cumartesi çarşıya gidelim mi?"deyince aklıma gelen ilk yer Kapalı Çarşı, Mahmutpaşa,Mısır Çarşısı ve etrafıdır. Her bir kalem ihtiyacınız için bir han dolusu dükkan bulabileceğiniz benim bildiğim tek yer.
Tam da şimdi yaklaşık 3 aydır hiçbir alışveriş ihtiyacı için dışarıya çıkmamış olan ben ( Geçen hafta ilk defa bir markete girince nereye bakacağımı şaşırdım) ÇARŞI da dolaşmayı o kadar istedim ki; sanalına bile razıyım deyip, çarşı da dükkanları olup da web sayfaları olan firmaların sitelerini gezmeye başladım.
Ah oralarda olsak , cebimize parayı koysak çarşıda dolaşsak.. Beyazıt' tan girip , Mısır çarşısından lokumumuzu, çerezimizi, Kuru Kahveciden kahvemizi alıp Eminönü' nden çıksak.. Çantadan gelen kokuları koklaya koklaya otobüsle eve dönsek.
Öyle bir gezesim geldi işte bu aralar..

Haziran 08, 2010

Hiç kimsenin yağmurun bile böyle küçük elleri yoktur...

Nihayet uykuya dalmış "paşa"mın ellerine bakarken mutfağa ne zamandır girmediğimi düşündüm.
Sanırım apar topar hastaneye gittiğimiz Yamaç 'ın aramıza katıldığı günden beri girmedim.
Uykusuz geceler.. Gazdan dolayı olduğuna kendimizi zar zor inandırdığımız uzun ağlama nöbetlerinin ardından yeni yeni bazı seyler düzene giriyor. Dikkatinizi çekerim eskiye dönüyor demiyorum ya da normale.. Çünkü her şey bambaşka bir şeye dönüşmüş durumda. Bambaşka bir düzen bambaşka bir hayat başladı bizim için. Yepyeni bir düzenimiz var artık. Paşa nın düzeni. Koşulsuz itaat bekleyen bir paşa kendisi.. Ondan burada bahsetmemek imkansız benim için artık. Sık sık paşanın maceralarını yazacağım gibi..